Boynuz Kulağı Geçermiş: NBA'de Babasından Daha Başarılı Olmuş İsimler
NBA aileleri serimize devam ediyoruz. Bu listemizde kariyerleri babalarından daha iyi olan veya basketbolcu olan babalarını pek tanımadığımız 8 isme yer verdik.
Tito – Al Horford
2.08’lik Al, Horford ailesinin en uzun boylu üyesi değil, NBA’de forma giyen ilk üyesi de değil. Tito Horford, iki kez okul değiştirmesinin ardından Miami Üniversitesi ile iki başarılı sezon geçirdi. 1988 draftında Milwaukee Bucks tarafından seçilen Tito, NBA tarihinin ilk Dominik asıllı oyuncusu unvanını kazandı. Toplamda 3 farklı sezonda 63 maçta forma giyen Tito, çok fazla süre alamasa da oğlu Al için bir ilham kaynağı olmayı başardı.
Melvin – Devin Booker
Geçtiğimiz ay Phoenix ile 5 sene 158 milyonluk uzatma imzalayan, NBA’in en parlak gençlerinden Devin Booker’ın babası aslında çok yakından tanıdığımız bir isim. Avrupa sahnesinde daha başarılı bir kariyere sahip olan Melvin Booker 2002-2004 yılları arasında Ülker formasını 112 maç terletmişti. Missouri Üniversitesi’nde geçen 4 başarılı yılın ardından girdiği 94 draftında seçilmeyen Melvin Booker, 96-97 yıllarında üç farklı takım ile 32 NBA maça çıktı. Henüz 21 yaşında olan Devin Booker için şimdiden babasını geçti demek herhalde çok yanlış olmaz.
Stan – Kevin Love
Geçtiğimiz günlerde kulübüyle uzatma imzalayan bir başka önemli isim de Kevin Love. Bu sezonun ardından devreye girecek olan anlaşmayla 4 sezon boyunca 120 milyon kazanacak olan Love, Lebron James’in ayrılmasının ardından Cleveland’ın en önemli oyuncusu konumunda.
Kevin’in babası Stan’in ise 70'lerin başında 4 sezon süren bir NBA macerası oldu (yarım sezonu ABA’de geçirdi). 2.06 boyunda bir dört numara olan Stan, NBA’de toplamda 227 maçta forma giydi. Kevin’in rakamlarına yaklaşamasa da az süre alan bir isme göre çok verimli bir oyuncuydu. Maç başına 15.2 dakikada 6.8 sayı ve 4 ribaund ortalamaları tutturdu.
Sonny – Jaari Parker
Bu yaz takım değiştirerek senelik 20 milyona Chicago’nun yolunu tutan, 2014 draftının 2 numaralı seçimi Jabari Parker, NBA’de 4 sezonu arkasında bırakırken henüz kanıtlayacağı çok şeyi olan bir oyuncu. Sakatlıklar nedeniyle bu 4 sezonda 145 maç kaçıran Jabari, 16-17 sezonunda Bucks formasıyla 20.1 sayı, 6.2 ribaund ile oynarken aslında potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu göstermişti.
Babası Sonny ise 70'li yılların ikinci yarısı ile 80'lerin başında 6 sezon boyunca Warriors formasıyla NBA sahnesinde yer aldı. 78-80 yılları arasında başarılı iki sezon geçiren ve 15 sayı, 5.7 ribaund, 3.4 asist ve 2 top çalma ortalamalarını tutturmayı başaran Sonny, 81-82 sezonunun ardından Warriors tarafından serbest bırakıldı ve emekliye ayrıldı.
Walter Sr – Walter Jr (Wally) Szczerbiak
NBA’de 2000'li yılların keskin şutörlerinden olan Wally Szczerbiak, 10 sezonluk NBA kariyerinin en iyi yıllarını Kevin Garnett’in yanında Timberwolves formasıyla geçirdi. Kariyerinde bir de All-Star seçimi bulunan Wally, emekli olduğunda ardında 14.1 sayı, 4 ribaund, 2.4 asist ve %40.6 üçlük istatistikleri bıraktı.
Walter Sr ise üniversite yıllarının ardından 1971 yılında hem NBA hem de ABA draftında seçilme başarısı gösterdi. Tercihini ABA’den yana kullanan ve geçirdiği iki senenin ardından yolu Avrupa’ya düşen Walter Sr, Real Madrid formasıyla geçirdiği 7 sezonda 3 Euroleague, 4 de İspanya Ligi şampiyonluğu kazanmayı başardı.
Rickie – Justise Winslow
Miami Heat’in 2015 draftında 10. sıradan seçtiği Justise Winslow, kendisinden şu an kadar sahaya koyduğundan daha fazlası beklenen bir isim. Özellikle omuz sakatlığı sebebiyle sadece 18 maçta forma giyebildiği 2016-17 sezonu onun gelişimini kötü etkiledi.
Justise’in babası Rickie de bize çok yabancı bir isim değil. 87 draftında Milwaukee tarafından seçilen Rickie, yalnızca 7 maça çıkabildiği çaylak sezonunun ardından rotayı Avrupa’ya çevirdi ve 5 sezon boyunca İspanya’da Estudiantes forması giydi ve Euroleague’de yarı final oynama başarısı gösterdi. 1995 yılında yolu Fenerbahçe forması ile ülkemize düşen Rickie, sonrasında iki sezon Türk Telekom ve bir sezon da Anadolu Efes forması giydi. Özellikle Türk Telekom ile çok başarılı günler geçirirken, 96-97 sezonunda finale çıkıp Efes’e mağlup olan takımın en önemli yıldızlarındandı. Ayrıca Efes formasıyla da 2000 yılında final four gören takımın bir parçası olmuştu.
Mitchell – Andrew Wiggins
2014 NBA draftının bir numaralı seçimi olan Andrew Wiggins, sezon sonunda yılın çaylağı ödülünün de sahibi olmuştu. İyi rakamlar ortaya koymasına rağmen özellikle işin savunma tarafında gösterdiği düşük performansla sıkça eleştirilen bir isim. Geçtiğimiz sezon Jimmy Butler takviyesiyle çok daha başarılı bir takım olması beklenen Timberwolves’da performansıyla hayal kırıklığı yaratan isimlerin de başında gelmişti.
Mitchell Wiggins ise kariyeri boyunca sıkça takım değiştirmiş bir isim, NBA’in ardından, Yunanistan, Fransa, Portekiz ve hatta Filipinler’de bile forma giydi. Fena gitmeyen NBA kariyeri, yasaklı madde kullanımı sebebiyle aldığı iki buçuk senelik ceza yüzünden bölünen Mitchell, cezasının bitiminin ardından en başarılı sezonunu geçirip Houston formasıyla 15.5 sayı ortalama tutturmuştu. 6 sezon süren NBA kariyerinde 389 maçta forma giyip 10 sayı, 3.2 ribaund ve 1.6 asist ortalamaları elde etti.
Corey – Jae Crowder
NBA’in önemli görev adamlarından biri olan Jae Crowder, Boston döneminde çok önemli bir çıkış yakalamıştı. Geçtiğimiz sezonun öncesinde Kyrie Irving – Isaiah Thomas takasında Cavs’e gönderilen Crowder, sezon ortasında da Jazz’e takas edildi ve sezonun kalan bölümünde performansını tekrar yükseltip takımının playofflarda gösterdiği başarıda önemli bir pay sahibi oldu.
Corey Crowder da yolu Avrupa’ya düşmüş ve epey gezmiş bir basketbolcu. NBA’de iki farklı sezonda toplam 58 maça çıkabilen ve yalnızca 6.2 dakika ortalama tutturan Corey, Avrupa’da ise Barcelona formasıyla fena bir performans sergilemese de sonradan gittiği Fransa ve İsrail’de bir rol oyuncusundan öteye geçemedi.
{jcomments on}

