Billie Jean King, tenis dünyasında bir efsane, 12 Grand Slam Şampiyonluğu dahil 39 turnuva şampiyonu, inanılmaz bir sporcu. Tenis kortundaki sayısız başarılarına rağmen Billie Jean King’i akranlarından ayıran özellik ise onun kadın hakları ve LGBTQ için saha dışında verdiği zorlu mücadele.

Billie Jean King’in eşitsizliğe karşı mücadelesi aslında yetişkin bir birey olmadan henüz daha 12 yaşındayken başladı. 2014 yılında verdiği bir röportaj sırasında belirttiği gibi, kıyafetlerin, ayakkabıların, çorapların, topun ve bütün seyircilerin beyaz olduğu bir spora eşitlik getirmeyi ilk o zaman istedi. Sadece kadınlar için değil, bütün dünyadaki insanlar için. Billie Jean King bu düşünceleri aklından geçireli 66 yıl oldu ve rahatlıkla söyleyebiliriz ki o bu düşüncelerini hayata geçirmeyi başardı.

BJK(Billie Jean King)'in kadın hakları için mücadelesi resmi olarak 1970 yılında bir turnuva öncesi toplantısı sırasında başladı. Eski bir tenisçi ve Pacific Southwest Tenis Turnuvası’nın da organizatörü olan Jack Kramer ile ödül paralarını konuşmak için toplantı yapan BJK ve menajeri kontratlara bakarken erkekler şampiyonuna ve kadınlar şampiyonuna verilen para ödülleri arasındaki farkı görünce şoka girdiler. Erkek ve kadın finallerine aynı sayıda insan gelmesine rağmen, final maçlarının bilet fiyatlarının da birbirine çok yakın olmasına rağmen, erkekler şampiyonuna 12 bin dolar verilirken kadınlar şampiyonuna sadece 2 bin dolar verilecekti. Aradaki bu farkı doğal olarak kabullenemeyen BJK, Jack Kramer ile hararetli bir tartışma yaşadıktan sonra turnuvadan çekilme kararı aldı. Bu kararından sonra onu destekleyen 7 profesyonel kadın tenisçiyi daha arkasına alarak bir sponsor bulup, kendi turnuvalarını kurmayı deneyeceklerini bütün dünyaya duyurdu. Bu cesur 8 kadın, Virginia Slims sponsorluğunda 1971 yılında Virginia Slims Turnuvası kurulana dek de profesyonel tenis maçlarında yer almadılar. BJK dışındaki 7 tenisçi arasında çok tanınmayan isimlerle beraber kadın tenis tarihinin en çok grand slam kazanan oyuncusu olan Margeret Court da vardı.  Bu olay, kadınlarla erkeklerin sadece sporda değil akla gelebilecek bütün işlerde var olan gelir eşitsizliğine bir başkaldırıştı.

İlk sponsorluk anlaşması paralarını elinde tutan Virginia Slims Turnuvası oyuncuları 

Kendi turnuvası ile Amerika Birleşik Devletleri’nin bir sürü şehrinde ilgi gören ve federasyonlardan bağımsız olarak da kadın tenisçilerinin para kazanabileceğini gösteren BJK, kadın hakları için önemli bir sembol haline gelmeye başladı ve bu organizasyon onun için sadece bir başlangıçtı.

BJK’in kendisi ve kadın hakları için yürüttüğü mücadelenin 3.senesinde, 1973 yılında, eski bir tenis efsanesi olan ve aynı zamanda kumar bağımlısı biri olarak da tanınan Bobby Riggs, o sıralar kadın tenisinde bir numara olan Margeret Court’a cinsiyetler arası bir tenis maçı teklif etti. Virginia Slims Turnuvası’ndan yeterince kazanamadığını düşünen ve Riggs’i alt edebileceğini düşünen Court, BJK’in uyarılarına rağmen Riggs’in teklifini kabul etti. O sırada 55 yaşında olan Bobby Riggs, Margeret Court’u yenerek hem şöhretini geri kazanmak istiyordu hem de cinsiyetler arası eşitliğe inanmadığı için erkeklerin kadınlardan çok daha üstün olduğunu ispatlamak istiyordu. 13 Mayıs 1973’te, ‘Anneler Günü Katliami’ olarak da bilinen bu maçta, Riggs ve Court’un mücadelesi yakın bile geçmedi. Rakibini 2 sette (6-1 ve 6-2) mağlup eden Riggs kendisini dünya üzerinde yenebilecek hiç bir kadının olmadığını öne sürdü ve kadın tenisini bir ‘şaka’ olarak tanımladı. Kadın tenisinde en büyük rakibi olan Court’un ağır yenilgisi BJK’i de derinden etkiledi. Onun verdiği bu onurlu mücadeleye de sert bir darbe oldu. Kadın tenisinin seviyesi, zaten cinsiyetçi olan ve erkek hegemonyasında olan medya için de güzel bir malzeme konusuydu. BJK için yapacak tek bir şey kalmıştı, daha önce kendisini de arayıp maç teklif eden Bobby Riggs’in meydan okumasını bu sefer kabul etmek ve onu yenmek.

Maç öncesi gerçekleşen bir fotoğraf çekiminden 

Teklifi kabul eder etmez çok ağır bir hazırlanma sürecine giren BJK, 4 ay boyunca sadece bu maçı düşünerek çalıştı.  Rakibi ise şöhreti geri kazanmanın tadını çıkarttı ve bir kadını yenmek için çalışmaya çok ihtiyacı olmadığını düşündü. Sadece maçın tanıtımı için reklam amaçlı birkaç basın toplantısına ve fotoğraf çekimine çıkan, zamanın geri kalanını sponsoru olan bir Golf kulübünün havuzunda geçiren Riggs, oğlu dair bütün ailesinin desteğini tembelliği ve kibri yüzünden kaybetti. Maç için yaptığı tek düzenli hazırlık ise günde 100’den fazla vitamin hapı almasıydı.

Riggs'in maça hazırlık için aldığı günlük vitaminleri 

20 Eylül 1973 günü, cinsiyetler mücadelesinin ikinci raundu, inanılmaz büyük bir ilgi gördü. Houston’da Astrodome adlı bir futbol stadyumunda yaklaşık 30 bin kişinin izlediği maçı ekranları başında da 90 milyondan fazla kişi takip etti. Maç için Las Vegas’ın açtığı bahis oranlarında Riggs açık ara favoriydi. İki tenisçinin de kaybedeceği çok şeyin olduğu bu maça girişleri çok şaşaalı oldu. BJK bir kraliçe gibi tahtta taşınarak gelirken Riggs ise yanında birçok ponpon kızıyla beraber üstünde ‘Suggar Daddy’ isimli bir şeker firmasının kıyafetiyle geldi.

BJK'in stadyuma ihtişamlı girişi 

Sugar Daddy şekerlerinin reklam yüzü Bobby Riggs 

Fotoğraflarda gördüğünüz üzere iki oyuncu da maça enteresan girişler yaptılar. Maç öncesi file önündeki kura çekimi sırasında Riggs hediye olarak BJK’e bir Sugar Dady lolipopu verdi, BJK ise Riggs’e bir gini domuzu hediye etti çünkü Riggs’in davranışlarını çok domuzca buluyordu… İşin şov kısmı ve reklamlar bitince, sahada sadece iki oyuncu ve bir top kaldı. Nerdeyse bütün dünyanın merakla beklediği maça hızlı başlayan ve taraftarın desteğini de arkasına alan BJK, Riggs’i adeta şaşkına uğrattı. Sponsorluk anlaşması gereği maçın tamamında giymesi gereken Sugar Daddy ceketini ikinci setin başında ağırlığından şikayet ederek çıkaran Riggs, BJK karşısında ceketin ağırlığından kurtulmasına rağmen çaresiz kaldı. 6-3, 6-3 ve 6-4’lük setler sonunda 3-0'lık bir skorla Riggs’i sahadan silen BJK, maç sonrası sahaya gelen ailesi, arkadaşları ve kadınlar adına sevinen herkesle beraber galibiyetini doyasıya kutladı. Kadın tenisi ve bütün dünyadaki kadın sporcular için sembolik bir galibiyetti bu. Sevinç gözyaşlarını tutamadı...

BJK tenis kariyerine Riggs galibiyetinden sonra emekli olana kadar birçok başarı daha ekledi. Orta yaşlarına dek toplum baskısından dolayı da cinsel yönelimleri hakkında pek fazla konuşamayan ve hatta lezbiyen olduğunu uzun bir süre saklamak zorunda kalan BJK, lezbiyen olduğunu açıkladıktan sonra LGBTQ'nun da çok önemli seslerinen biri haline geldi. Emekli olduktan sonra da kadın haklarının en büyük savunucularından biri olarak ve lezbiyen kadınlara destek programlarında çalışarak şu an hala hayatını sürdürüyor. BJK’in  bu davranışları ondan sonra gelen kadın sporcular için de öncü oldu ve BJK gibi sporcuların hikayeleri duyuldukça da ilham vermeye devam edecek. 2018 yılının başında vizyona giren ve bu maçı konu alan 'Battle of the Sexes' filminde BJK'i oynayan Emma Stone'un da dediği gibi BJK gerçek bir efsane.

Emma Stone ve Steve Carell'ın başrollerini paylaştığı Battle Of The Sexes filminden kareler 

{jcomments on}