Arama - Kategoriler
Arama - İletişim
Arama - İçerik
Arama - Haber Kaynağı
Arama - Etiketler
0
0
0
s2smodern

Önceki listemizde NBA’in başarılı olmuş kardeşlerine yer vermiştik. Bu listemizde ise biri başarılı, hatta epey başarılı, diğeri ise NBA’de kendine yer edinememiş veya kardeşinin gölgesinde kalmış ve yeterince tanınmayan isimleri sıralayacağız.

Stephen – Seth Curry

Aslında Seth Curry için başarısız, kendine yer edinememiş veya tanınmayan tanımlaması yapmak biraz ağır, o yüzden onu bir alt kategori olarak henüz kendini yeterince kanıtlayamamış isimler arasına alacağım. Her ne kadar sahada kaldığı kısa sürede şutör genlerini sergilemeye başlamış olsa da ben onu ağabeyinin New Orleans deplasmanında son saniyede attığı üçlükte babasının üstüne atladığı sahneyle hatırlıyorum. NBA’e adım attığı 2013-2014 sezonundan bu yana sadece 118 maçta sahada yer alması bence henüz yeterli bir rakam değil. Aslında bir sezon önce Dallas formasıyla potansiyelini göstermeye başlamıştı, ama geçirdiği sakatlık sebebiyle 17-18 sezonunun tamamını kaçırdı. Bu sezon ise Portland’la anlaştı ve göstereceği performans ile bu listeden çıkmaya hak kazanabilir.

 

 

 

George – Derrick Gervin

NBA’in gelmiş geçmiş en iyi iki numaralarından biri olan, 4 sayı krallığı bulunan, Hall of Fame üyesi George Gervin’in kendisinden tam 11 yaş küçük bir de kardeşi var. Kariyerinde birçok farklı ülkeye uğrayan küçük kardeş Derrick Gervin’in yolu 93-94 sezonunda Galatasaray formasıyla ülkemize de düşmüştü. Sahada olduğu maçların neredeyse tamamında takımının en skorer oyuncusu olurken, Fenerbahçe potasına da 36 sayı bırakmıştı. Oynadığı diğer liglerde de çok yüksek skor ortalamaları olan Derrick’in yolu NBA ile 89-91 yılları arasında kesişmişti. New Jersey formasıyla 77 maçta sahaya çıkıp 8.8 sayı, 2.3 ribaund ortalaması yakalayan Derrick, her ne kadar ağabeyi ile çok yakın bir ilişkiye sahip olsa da basketbol sahasında hiçbir zaman onun gölgesinden kurtulamadı.

 

 

 

Blake – Taylor Griffin

2009 draftının bir numaralı seçimi olan Blake Griffin’in aynı draftın 48. sırasından seçilen kendinden üç yaş büyük bir de ağabeyi var. Oklahoma üniversitesinde  birlikte oynayan ve 08-09 sezonunda takımlarını Elite 8’e taşıyan Griffin kardeşlerinden Blake, NBA kariyerini max kontrat eşliğinde Detroit’te sürdürürken, Taylor basketbol kariyerini 2016 yılının ardından noktaladı.

Draftta Phoenix tarafından seçilen Taylor, takımıyla yalnızca 8 maçta toplam 32 dakika süre alabildi. İtalya ikinci ligi ve Belçika liginde de forma giyen Taylor’ın kariyerinin en büyük başarısı ise Santa Cruz Warriors formasıyla kazandığı D-League şampiyonluğu.

 

 

 

Jeff – Marquis Teague

NBA’de dokuzuncu sezonunu geride bırakan Jeff Teague, bu sezonu Timberwolves formasıyla geçen sezon beklentileri karşılamayan oyununu tekrar yükseltmeye çalışarak geçirecek. Atlanta formasıyla 14-15 sezonunda All-Star seçilmeyi de başaran Teague ligin ortalama üstü oyun kurucularından biri.

Kardeşi Marquis ise Kentucky üniversitesinde iyi bir performans sergilediği tek senenin ardından, NBA’e adım attı ancak kolej performansının üzerine çıkmayı bırakın, yanına bile yaklaşamadı. Chicago ve Brooklyn’de geçirdiği iki sezonun ardından D-League’in yolunu tutan Marquis, geçtiğimiz sezon Memphis tarafından üç maç için kadroya çağrılsa da gelecekte tekrar NBA’de takım bulmak adına pek parlak bir ışık vermedi.

 

 

George – Ed Mikan

NBA tarihinin ilk süper yıldızı ve ilk dominant pivotu olarak hatırlanan George Mikan, Minneapolis Lakers formasıyla kazanılmadık başarı bırakmamıştı. 5 kez şampiyonluk kazanmasının haricinde, 52-53 sezonunda MVP ödülünü de evine götürmüştü. Kariyer rakamları olarak 23.1 sayı ve 13.4 ribaund istatistiklerini kaydeden "Mr. Basketball", basketbolun popülerleşmesinde de çok önemli bir rol üstlenmişti.

George’un kendisinden yalnızca bir yaş küçük kardeşi Ed ise 6 sezonda 6 farklı takımın formasıyla NBA sahnesinde boy göstermişti. Ağabeyinin parlak istatistiklerinin yanında 6.7 sayı ve 5.5 ribaund istatistikleri tutturan Ed için belki de en çarpıcı yorum DePaul üniversitesindeki koçu tarafından yapılmış: “Ed, DePaul’da oynamış en iyi ikinci pivottu, ağabeyi George’un arkasından”. (Sol resimde, sağdan üçüncü kişi Ed Mikan)

 

 

Purvis – Gene Short

78 draftında Larry Bird’ün bir sıra önünde beşinci sıradan Golden State Warriors’ın seçtiği Purvis Short, üzerindeki bu lanete rağmen 80’li yıllarda NBA’in başarılı skorerlerinden birisiydi. 84-85 sezonunda yakaladığı 28 sayı ortalamasıyla sayı krallığında dördüncü sırada olan Purvis, 12 yıllık kariyerinde de 17.3 sayı, 4.3 ribaund ve 2.5 asist ortalamaları tutturmuştu.

Purvis’in dört yaş büyük ağabeyi Gene ise NBA’de yalnızca bir sezon boy gösterdi ve 34 maçta forma giyebildi. Ancak öncesinde 74 dünya kupasında bronz madalya kazanan Amerika basketbol takımının bir parçasıydı.

 

                                        

Klay – Mychel Thompson

NBA tarihinin en başarılı baba-oğulları listesinde de yer verdiğimiz Klay Thompson’ın bir de kendisi kadar tanınmayan ağabeyi var.

Pepperdine Üniversitesi’nde geçirdiği dört sezonun ardından katıldığı 2011 draftında, Klay 11. Sıradan seçilirken, Mychel hiçbir takım tarafından seçilme başarısı gösteremedi. Mychel, D-League’in yolunu tutan bir başka aile üyesi olurken, henüz ilk sezonunda bir ayın ardından Cleveland tarafından kadroya alındı. Yaklaşık üç aylık bir periyotta beş maçta sahaya çıkabilen Mychel, daha sonrasında serbest bırakıldı. Kariyerini D-League’de devam ettiren Mychel, son olarak 16-17 sezonunda Santa Cruz Warriors forması giydi.

 

 

 

Campy – Frank – Walker Russell

Russell kardeşlerin arasından en bilinen ve belki de tek başarılı kardeş Campy ile başlayalım. 70'lerin sonlarında Cleveland formasıyla ligin başarılı üç numaraları arasına giren Campy, 78-79 sezonunda All-Star seçilirken istatistik kağıdını da 21.9 sayı, 6.8 ribaund ve 4.7 asist gibi başarılı rakamlarla doldurmuştu. Cleveland’ın ardından gittiği New York’ta da başarılı iki sezon geçirmesinin ardından geçirdiği diz sakatlığı onu basketboldan iki sezon boyunca uzak tuttu. 84-85 sezonunda geri dönmeye çalışsa da yalnızca üç maçın ardından emekliye ayrıldı. Toplamda 566 maça çıkan Campy Russell, 15.8 sayı, 4.8 ribaund ve 3 asist ortalamaları elde etti.

Campy’nin üç yaş büyük ağabeyi Frank, NBA’de yalnızca Chicago formasıyla 23 maçta oynayabildi. 8 yaş küçük olan Walker ise, 6 sezon boyunca NBA’de kalsa da yalnızca 155 maçta forma giyip 3 sayı ve 2.3 ribaund ortalamaları elde edebildi.

 

 

 

Brent – Mark Price

Cleveland tarafından 25 numaralı forması emekli edilmiş olan Mark Price, 80'lerin sonu ve 90'ların başında çok başarılı seneler geçiren bir oyun kurucuydu. 4 kez All-Star seçilmesinin yanı sıra 4 kez de All-NBA takımlarında yer alan Price, ayrıca 50-40-90 kulübünün Larry Bird’ün ardından ikinci üyesi olmayı başarmıştı. Kariyerinde iki ciddi sakatlık atlatan Price belki de bu sakatlıklar olmasa çok daha başarılı bir kariyere sahip olabilirdi. 722 maçlık bir kariyeri ardında bırakırken, 15.2 sayı, 6.7 asist, %40 üçlük yüzdesi ve %90.4 serbest atış yüzdesi istatistiklerini elde ediyordu. Ayrıca 94 yılında dünya kupasına katılıp altın madalya alan Dream Team – II ‘nin de bir parçasıydı.

NBA’de dokuz sezon kalsa da sakatlıklar nedeniyle çok fazla maç kaçırıp yalnızca 418 maça çıkabilen Brent Price ise ağabeyinden dört yaş küçük. En başarılı senesini Washington formasıyla geçirirken 10 sayı, 5 asist ortalamaları elde eden Brent, tüm kariyeri boyunca ise 5.9 sayı, 3 asist ortalamalarına sahip.

 

 

 

Paul – Elijah Millsap

NBA tarihinin en başarılı ikinci tur seçimlerinden biri olan Paul Millsap 2006 NBA draftında 47. Sıradan seçilmesinin ardından kariyerini çok yukarılara taşımayı başardı. Utah ve Atlanta formalarıyla çok başarılı sezonların ardından, geçtiğimiz sene Denver’a katılan Paul, bu sezon takımını playofflara sokmaya çalışacak. 4 kez All-Star seçilmeyi başaran Millsap’in kariyer istatistikleri şu ana kadar 14.2 sayı, 7.4 ribaund ve 2.3 asist.

İki yaş küçük olan Elijah ise 2010 draftında seçilmemesinin ardından, G-League’de kendisine çok başarılı bir kariyer yaratsa da da  bunu NBA’e taşıyamadı ve gölgelerde  geçen bir kariyere sahip oldu. Üç sezona yayılan 69 maçta NBA sahasına çıkan Elijah, bunun yanında G-League’de tam 250 maça çıkıp, 17.5 sayı ve 6.3 ribaund rakamlarına ulaştı. 

 

 

 

Chauncey – Rodney Billups

2004 yılında Lakers’ı geçerek şampiyon olmayı başaran Detroit Pistons’ın lideri ve final serisinin MVP’si Mr. Big Shot Billups, 17 sezon süren bir NBA kariyerine sahipti.

Kardeşi Rodney ise başarılı olmayı bırakın, pek uzun soluklu bir kariyere de sahip olamadı. 2005 draftında seçilmemesinin ardından Letonya ve Finlandiya liglerinde şansını deneyen Rodney, 2006 yılında aktif kariyerini noktaladı. 2012 yılından itibaren koçluk yapmaya başlayan Rodney, iki sezondur kendi okuduğu üniversite olan Denver’ın başında.

 

                          

 J.R. – Chris Smith

NBA’in en acayip adamlarından biri olan J.R. Smith’i tanıtmak için kelimeler yetmez. NBA’de 14. sezonunu geride bırakan Smith, her sene farklı olaylarla kendini hatırlatmayı başaran bir isim. Son olarak geçtiğimiz sezon final serisinin ilk maçının son saniyesinde yaptığı hata ile unutulmaz hatalar listesine birinci sıradan dahil oldu. Her şeye rağmen yılın en iyi altıncı adamı ödülü ve bir de şampiyonluğu bulunan, NBA’e çok renk katan bir isim.

Kardeşi Chris Smith’i ise J.R. Knicks’te forma giyerken onu bir çeşit torpil ile Knicks’in kadrosuna aldırmasıyla tanımıştık. Kariyerinin belki de en yüksek noktası olan New York’ta, 2 maçta toplam 2 dakika oynama şansı elden Chris, daha sonradan Atlanta ve Milwaukee’den kontratlar alsa da hiç sahaya çıkamadı. Son üç seneyi İsrail’de geçiren Chris Smith’i NBA’i çok yakından takip eden kesimlerin bile hatırlamakta zorlandığı bir gerçek.

 

 

 

Giannis – Thanasis – Kostas Antetokounmpo

Son iki sezonda gösterdiği performansla NBA’in en önemli oyuncuları arasına giren Giannis, en az on sezon daha ligin yüzlerinden biri olacak gibi gözüküyor. Giannis’in kendisi gibi basketbolcu olan üç kardeşi daha var, ve ikisi NBA’in az da olsa kapısından içeri girmiş durumda.

Giannis’ten iki yaş büyük olan Thanasis, NBA draftına katılmadan önce bir sezonu Delaware 87’ers formasıyla D-League’de geçirdi. 2014 draftında 51. Sıradan New York tarafından seçilmesinin ardından yolu tekrar D-League’e düşen Thanasis, New York formasıyla yalnızca iki resmi NBA maçında yer almayı başarabildi ve 2016 yılında Avrupa’ya geri döndü.

Giannis’ten üç yaş küçük olan Kostas ise, 2018 NBA draftında son sırada 76’ers tarafından seçildi ve ardından Mavs’e takas edildi. Sadece genleri dolayısıyla seçildiğini düşündüğüm Kostas, lise döneminde fena izlenimler vermese de geçtiğimiz yılı küçük bir okul olan Dayton’da yalnızca 5.2 sayı ve 2.9 ribaund ortalamaları ile geçirmişti.

Kardeşlerin en küçüğü Alexis ise Wisconsin eyaletinde bir lisede eğitimini sürdürüyor.

 

 

 

Demarcus – Jaleel Cousins

Geçen sezonki sakatlığına kadar, ligin en dominant uzunlarından olan Demarcus’un kendinden üç yaş küçük bir de kardeşi var. Jaleel’in ismini ilk kez 2016 yılında Demarcus’un bir gazeteci ile yaşadığı olayda duymuştum. Bir gece klubünde kardeşi ile beraber karıştıkları bir olayı yazan gazeteciye epey sert çıkan Demarcus, kendince kardeşini koruma ihtiyacı hissetmişti.

Jaleel’in aslında fiziksel olarak ağabeyinden hiçbir eksiği yok, 2.11 m ve 120 kiloluk cüssesiyle basketbol için yaratılmış gibi ancak NBA sahnesine çıkabilmek için sihirli bir değneğe ihtiyacı var. 2016 draftına katılan ancak seçilemeyen Jaleel’in kolej kariyeri de pek parlak değildi. G-League’de geçirdiği tek sezonda da pek ışık vermemesinin ardından 2017 yılını Tayvan liginde geçirdi.

 

 

 

Al – Jon Horford

NBA'de 11.sezonu ardında bırakan Al Horford, geçtiğimiz sene beşinci kez All-Star seçildi ve takımını konferans finallerine kadar çıkartmayı başardı. Bu sezon Lebron'un terk ettiği Doğu Konferansı'nda şampiyonluğun en büyük adayı olan Celtics, Horford'ın yüksek performansını sürdürmesine kesinlikle ihtiyaç duyacak.

Al’in kendisinden 5 yaş küçük kardeşi Jon ise pek bilinen bir isim değil. 4 senelik Michigan kariyerinin ardından bir sene de ağabeyinin üniversitesi Florida adına oynayan Jon, 2015 draftına katıldı ancak seçilme başarısı gösteremedi. 7 maçlık Dominik macerası sonrası Amerika’ya dönen Jon, Atlanta Hawks ile yaz liginde oynasa da kendisine kontrat veren takım Milwaukee Bucks oluyordu. Yalnızca üç hafta sonra takımdan gönderilen Jon, kariyerini G-League’de devam ettirdi.

 

Errick - CJ McCollum 

Portland'da Damian Lillard ile birlikte çok dinamik bir backcourt oluşturan CJ McCollum, Lehigh Üniversitesi'nden NBA'e adım atmıştı. NCAA'de sergilediği skorer özelliklerini NBA'de gösterebilmek için ise iki sezon beklemesi gerekiyordu. 2015 yazında Lamarcus Aldridge, Robin Lopez, Wes Matthews ve Nicolas Batum'u kaybeden Trail Blazers, ilk beşin iki numarası olarak CJ'e sarılmış ve beklediğini fazlasıyla almıştı. 15-16 sezonunda aldığı süre iki katına çıkan CJ, sayı ortalamasını da üçe katladı ve sezon sonunda En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu Ödülü'nü kazandı. Takip eden iki sezonda da 20 sayı ortalamanın üzerinde oynayan McCollum hem dış şut sokabilmesi, hem de potaya gidebilmesiyle çok tehlikeli bir skor tehdidi oluşturuyor. 

CJ'in üç yaş büyük ağabeyi Errick ise Türk basketbolseverlere hiç yabancı bir isim değil. NAIA Division II'de mücadele eden bir okuldan mezun olmasının ardından girdiği 2010 draftında seçilemeyen Errick, profesyonel kariyerine Yunanistan'da başladı. İki başarılı sezonun ardından Çin liginden Zheijang ile anlaşan Errick, 39.6 sayı ortalaması tuttururak dikkatleri üzerine çekti. 15-16 sezonunda Galatasaray formasıyla yolu ülkemize düşen Errick, sezon boyunca tüm kulvarlarda 16.2 sayı ortalaması ile oynamıştı. Sezon sonunda tekrar Çin'in yolunu tutan Errick, ligin bitmesinin ardından sezonu Galatasaray formasıyla tamamlamak üzere Türkiye'ye döndü. Geçtiğimiz sezonu ise Anadolu Efes formasıyla geçiren Errick McCollum, takımı adına çıktığı 66 karşılaşmada 16 sayı ortalaması tutturdu. 

Listemizi McCollum kardeşlerle ilgili ilginç bir bilgi vererek noktalayalım. Birçok basketbolcunun üniversitede yalnızca bir sene kaldığı şu dönemde, McCollum kardeşlerin ikisi de okudukları bölümlerden mezun olmalarının ardından profesyonel basketbol hayatlarına başlamışlar. Errick işletme bölümünü bitirirken, CJ gazetecilik bölümü mezunu. 

 

 

{jcomments on}

En Çok Okunanlar

Eki 14, 2018
Eki 07, 2018
Eyl 30, 2018
Eyl 23, 2018
Eyl 19, 2018
Eyl 12, 2018
Eyl 12, 2018

NBA Tarihinin En Uzun Oyuncuları

Uluğ Kazancıoğlu
Ağu 25, 2018
Ağu 15, 2018
Ağu 13, 2018

Taraftarlardan En Çok Okunanlar

Kas 16, 2017